İnsanoğlunun ilk dönemlerinde henüz seslerin anlam kazanarak anlamlı sözler haline gelmediği dönemlerde duygu ve düşüncelerini karşısındakilere yüz, göz ve özellikle de elleriyle anlatıyorlardı. Kullandıkları el ve parmak işaretleri evrensel anlamlar kazanmış olup günümüzde bile kullanılmaya devam etmektedirler. Tercümana gerek kalmadan iki yabancı bu el ve parmaklar aracılığıyla zor da olsa birbiriyle iletişim kurabilmektedirler. Örneğin beş parmağı bir araya getirip eli aşağı yukarı sallamak konu olan şeyin beğenildiği anlamına geldiğini, beş parmağını ileri uzatarak dördünü aşağı yukarı oynatmanın buraya gel demek olduğunu, aynı hareketin aşağıdan yukarıya oynatmanın ise git anlamında olduğunu bilmeyen yoktur. O dönemlerde el ve parmak hareketlerinin zengin anlamlar ifade ettiği, zamanla seslerin anlamlı sözler haline gelerek dillerin doğması sonucu el ve parmak hareketlerinin insanların iletişiminde önemini yitirdiğini görmekteyiz. Buna rağmen günümüzde bile devlet nezdinde sözden daha geçerli parmakların inandırıcılığı kabul edilmekte ve resmi kayıtlarda parmakların kişilere özel çizgilerine kesin delil olarak bakılmaktadır. Çok uzun yüzyıllar işitme engellilerin konuşamadıkları için toplumdan dışlandıkları bilinmektedir. Samut ya da lâl olarak isimlendirilen bu kişiler şimdi el ve parmak işaretleriyle konuştukları, düşünce ve Kanaatlarını bu yolla anlattıkları ve topluma yeniden kazandırıldıkları malumumuzdur.

Günümüzde bazı usta politikacıların kitleleri harekete geçirip onları dalgalandıran, heyecanlandıran hatta kendilerinden geçercesine coşturan söylevlerinde el, kol ve parmak hareketlerinden yararlandıklarını görmekteyiz. Nazi lideri Adolf Hitler’in sağ kolunu omuz hizasında kaldırıp öne doğru uzatması bütün Nazileri kendilerinden geçirecek şekilde heyecanlandırmaya yetiyordu. Bunun yanında İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiliz Başbakanı Çorçil’in sağ elinin işaret ve orta parmağını (V) harfi yaparak zafer işareti yapması da aynı duyguları harekete geçiriyordu. Günümüzde bağımsızlık savaşı veren bütün unsurların bu işareti kullanması bir tesadüf değildir.

 Bizim de ellerimizi kullanarak yaptığımız tarihi binlerce yıl eskiye dayalı bir zafer işaretimiz vardır.  Son dönemde Milliyetçi Ülkücü gençlerin kullandığı bu işaret BOZKURT işaretidir.  Ancak sadece Milliyetçi-Ülkücü gençlerin kullandığı bu hareket anlam kaymasına uğramış, bir partinin işareti haline gelmiştir. Doğrusu BOZKURT işareti bütün Türk Milletinin ortak zafer işaretidir.

El ve parmaklar siyasi partilerimizin kendilerini çağrıştıran işaretler ve sembolleri yapmakta en çok kullanılan malzemeler arasındadır. Yukarıda ifade ettiğim gibi Milliyetçi Hareket Partisi sembol olarak BOZKURT işaretini kendisinin alâmeti farikası haline getirmiş ve onu kullanmaktadır. Onun bünyesinden kopmuş ve ayrı siyasi hüviyet kazanmış İYİ PARTİ ve ZAFER PART’liler de o işareti coşkuyla kullanmak ta ve de iyi etmektedirler. İktidar partisi olan ADALET ve KALKINMA PARTİSİ baş parmağı avuç içine alıp diğer parmakları açarak dört parmaklı başka bir işaret kullanmakta ve o işaretle partinin dört umdesini kitlelerine kazandırmaktadır. Bir siyasi partimiz de işaret parmağını kullanarak dini bir sembolle diğerlerinden kendini ayırmaktadır. Görüldüğü üzere el ve parmaklarımız mensup olduğumuz siyasi partilerimizi ya da o siyasi partinin belli umdelerini ifade de önemli bir görev yapmaktalar.

Son dönemde el ve parmaklarını kullanarak parti umdelerini paylaşan partilere bir yenisi daha katılmıştır. En son kurulan partilerimizden biri olan ve Anadolu da hızla teşkilatlanan ATA PARTİ de el ve parmaklar aracılığıyla partisinin programında (tasarlama) yer alan beş büyük devrimi ifade için parmaklarını sembol olarak kullanmayı seçmiştir. Sağ elinin beş parmağını açarak kolunu havaya kaldırmakla ifade kazanan bu sembol, Genel Başkan Sayın Namık Kemal Zeybek’in ağzından şu devrimleri ifade etmektedir.

1)      Yeniden Çağdaş Devlet Devrimi

2)      Yeniden Çağdaş Eğitim Devrimi

3)      İleri Demokrasi Devrimi

4)      Yeniden Toplum Kalkınma Devrimi

5)      Bilgi Toplumu Devrimi

ATA PARTİ’nin proramı (tasarlaması) nda yer alan bu beş büyük devrim Türkiye Cumhuriyetinin çağdaş bir devlet olması ve TÜRK MİLLETİ’nin medeni milletler seviyesinde bir toplum olması için şart gördükleri ve yapılması kaçınılmaz olan beş büyük devrimi ifade etmektedir. Progrom (tasarlama) da geniş geniş açıklanan ve gerekçeleri yazılan bu devrimler yaşamsal ve vazgeçilmez devrimlerdir. İhmali ve geciktirilmesi son derece sakıncalı, milletimizin geleceği açısından vahim sonuçları olacak devrimlerdir. Zamanla üzerinde ayrıca duracağım bu önemli devrimleri şimdilik başlıklarını vermekle yetiniyorum.

Yakın siyasi tarihimizde önemli görevler ifa etmiş, bilhassa Türk Devletleri teşkilatlarının kurulmasında öncü rol oynamış Sayın Namık Kemal Zeybek’in kurduğu ATA PARTİ’nin kısa zamanda ortak amaçlı diğer partilerle bir araya gelerek bu büyük devrimleri gerçekleştirecek güce ulaşmasını Yüce TANRI’dan dilerim.

Kalın sağlıcakla