Bir çoğumuz için ormanlarda mantar arama mevsimini sonlandırma günlerindeyiz…
“Biyoluminesans”,canlı organizmanın önceden aydınlatma olmaksızın doğal olarak ışık üretmesi olayına denilmekte. Bu olgu, tümüyle doğal, bir ışık kaynağına bağlı olan floresans veya fosforesanslardan farklıdır.
Bu özelliğin ,bazı derin deniz balıklarında, köpek balıklarında, karideslerde ve ateş böceklerinde görüldüğü bildirilmektedir.
Ancak ,bazı ender mantarlarda bu “ süper güce” sahiptir. Günümüzde dünya çapında çoğunlukla nemli tropikal bölgelerde olmak üzere 90 ‘dan fazla türü bilinmektedir.
Bunlardan ,Omphalotus illudens gibi bazıları Avrupa’da ve hatta Güney Fransa’daki bahçelerde bulunmakta. Bu tür zeytin ağaçlarıyla da ilişkilendirilir, fakat yalnızca bunlarla da sınırlı değildir.
Araştırmacı Entomolog Jean Henry Fabre , bu mantar türünü araştırmış ve 1856 yılında mantarlar üzerine ilk yayınının temelini oluşturmuştur.
Fransız biyolojik çeşitlilik araştırmacısı Romain Garrouste, 12 Kasım 2025 tarihli makalesinde ,geceleyin bahçede rastladığı bu mantarın büyüsüne olan şaşkınlığını şöyle aktarmakta;
“Geçtiğimiz sonbahar akşamlarından birinde, Fransa’nın güneyindeki bir bahçede gezinirken. yaşlı bir ağaç kütüğünün dibinde tuhaf, yumuşak ,neredeyse gerçek dışı bir parıltı fark ettim. Hayır, rüya görmüyordum… …Gerçekten de karanlıkta parlayan bir mantardı…Bir çocuğun çantasından düşmüş bir oyuncak ,ya da ay yansıması değil, kendi ışığını yayan bir canlı organizmaydı… Biyoluminesans mantarının büyüleyici görüntüsüne rastlamıştım…”
Araştırmacılar; bu mantarlarda ışığı ısının üretmediğini, basit kimya ve karmaşık sihir olarak belirtmekteler. Lüsiferin denilen bir molekül, oksijen ve lüsiferaz adlı bir enzimin dahil olduğu kimyasal bir reaksiyon dan kaynaklandığını açıklamaktadırlar. Bu reaksiyon yeşil aralıkta (yaklaşık 520 nm) ışık üretir.
Mekanizma ,artık daha iyi anlaşılmış olsa da hala büyüleyici ,elektriksiz, ateşsiz ve yine de çalılıkların sessizliğinde çıplak gözle görülebilen ışık…Dolayısıyla biyolüminesans, kimyasal bir reaksiyona bağlı olduğu bir kemilüminesans biçimidir (R.Garrouste 2025).
Mantarlarda bu ışık her zaman her yerde görülmez. Bazen yeraltı filament ağı, bazen sadece solungaçlar ışıldayabilir veya her ikisi de olabilir.
Ancak bir çok tür, UV ışığı altında floresandır. Fakat bu biyoluminesanstan farklı dalga boyundaki özelliktir.
Peki mantar neden parlamak ihtiyacını hissetmektedir ?
Ormandaki yanıp sönen bir fener gibi ,sporları yaymak için gece böceklerini çekmek gibi çeşitli hipotezler öne sürülmüştür. Bir diğer hipotez ise; herhangi bir adaptif olmayan metabolik bir yan etkidir. Bu görsellikle yırtıcıların (böcekler ve kemirgenler) caydırılması da incelenmiştir.
Anlaşılıyor ki , doğa bazen kendi sahnesini doğal ışığıyla aydınlatarak bizleri şaşırtmakta…
KAYNAK :Romaine Garrouste,2025 : Ces champignon qui brillant nuit.La bioluminesans fongique decryptee. The conversation.fr.