Dostlar, sevgili Bolulu okurlarım,

Geçen gün (13 Kasım) "Dünya Nezaket Günü"ymüş. Şehrin o bitmek bilmeyen koşturmacası içinde kaçımız fark ettik, kaçımız durup bir düşündük bilmiyorum. Hızla akıp giden projeler, toplantılar, açılışlar arasında bizatihi "insan" olmanın temel taşını, o güzelim nezaketi unutuyor gibiyiz.

Geçenlerde katıldığım bir toplantıda (ki Bolu'nun kalkınması için güzel fikirlerdi) yine fark ettim; büyük projelere imza atarken, o projenin içini dolduracak olan "insani" değerleri es geçiyoruz.

Şöyle bir İzzet Baysal Caddesi'nde yürüyorum... Bakıyorum yüzlere. Herkesin acelesi var. Biri diğerine yol verirken bir "lütfen" demek, yolu alandan bir "teşekkür ederim" duymak ne kadar zorlaştı. Arabalar yaya geçidinde durmuyor, sosyal medyada en ufak bir yerel habere yapılan yorumlar nezaketten öylesine uzak, öylesine kırıcı ki...

"Cennet Bolu" diyoruz, değil mi? Bu cenneti cennet yapan sadece çam ormanları, Abant'ın suyu mu sanıyorsunuz? Asla. Bu şehri güzel kılan, İzzet Baysal gibi bir değerin toprağa ektiği o "hürmet" ve "nezaket" tohumlarıydı.

Eskiden komşu komşuya "Günaydın" demeden geçmezdi. Esnaf, dükkanına girene yürekten bir "Hoş geldiniz" derdi. Otobüste bir büyüğümüzü gördüğümüzde hemen kalkardık yerimizden. Şimdi ne oldu bize? Hangi modernleşme, hangi "yeni dünya düzeni" bize bu temel erdemleri unutturdu?

Bakın dostlar, Bolu için büyük projeler konuşuluyor; Yüksek Hızlı Tren'i bekliyoruz, turizmi geliştirmek için çabalıyoruz. Hepsi başımızın üstüne. Ama biz birbirimize olan nezaketimizi kaybedersek, o trenler boş gelse ne olur, oteller dolsa ne olur?

Nezaket Günü geçmiş olabilir. Ama nezaketin günü olmaz. Nezaket, bu toplumun çimentosudur.

Özür dilemesini bilmek bir erdemdir, demiştik bir yazımızda. Teşekkür etmesini bilmek de, "eline sağlık" demek de, trafikte korna çalmak yerine gülümseyerek yol vermek de bir erdemdir. Hem de bedava bir erdem.

Gelin, bu "Cennet Bolu"yu sadece binalarla, yollarla değil; birbirimize gösterdiğimiz saygı ve nezaketle de "cennet" yapalım. İşe bugün, yanımızdakine içten bir "günaydın" diyerek başlayalım.

Haftanızın sağlıkla ve nezaketle geçmesi dileğiyle, kalın sağlıcakla.