Son günlerde, Merkeşler Köyü ve çevresinde, altın, çinko, bakır, kurşun ve gümüş aramak için Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne başvuruda bulunulması gündemde.
Bu konu ile ilgili CHP Grup Başkanvekili Sayın Erhan Beykoz’un, il genel meclisindeki toplantıda yaptığı konuşmasında ‘…altın aranacak bölgenin Bolu’nun su havzası içinde olduğunu belirterek, “Buraya izin verilirse bizim su kaynaklarımız bitecek, Karadere bitecek, hatta Yedigöller bile bitecek…’ çekincesi var.
Sayın Cumhur Bandakçıoğlu’ nun geçmiş haftalarda bu konu da Bolu Havadis Gazetesi’ nde bir köşe yazısı çıktı. Sosyal medya da okuduğum Sayın İmdat Aslan’ın köşe yazısı da…
***
İl Genel Meclisi Başkanı Sayın Ekrem Çetinkaya ‘…İzin talebi henüz onaylanmamış. Onaylandığı zaman 7 yıllık bir süreç sadece arama ile ilgili geçiyor. Çevreyi kirletecek ilk 7 yıl içerisinde hiçbir şey yok…’ diyerek görüşlerini ifade etmiş.
De…
882 hektarlık alan içinde şantiyeler yapılmayacak mı, yollar açılmayacak mı, binlerce sondaj çalışması olmayacak mı?
Yani demem o ki, doğada tahribat olmaması mümkün değil.
O zaman şimdiden ne yapalım?
Ülkemizin pek çok yerinde altın arama madenleri için yapılan tepkileri hatırlayalım. Geleceğin de bir gün geleceğini, 7 yılın bir şekilde geçeceğini de ve bu arada ‘Göz odur ki dağın ardını göre, akıl odur ki başa geleceği bile’ atasözümüzü de…
***
Ak Parti Gurup Başkan Vekili Sayın Erhan Çiftçi ise görüşlerini ‘…CHP’nin Kaz Dağları’nda yaptığı gibi, Türkiye’nin gelişimine engel olmasına müsaade mi etmemiz lazım. Maden varsa, gerekirse köy yerinden kalkacak, başka yere konacak…’ diyerek ifade etmiş.
Sayın Çiftçi, şehrimizin geleceğini ilgilendiren bu konuyu restleşme dili ile değil, daha kibar bir dil ile ifade edebilseydi keşke.
Ne derler; ‘Dil var, taş yarar. Taş var, baş yarar.’
***
Merkeşler Köyü civarında maden arama konusunda Sayın Erol Perçin ve arkadaşları bir araya gelmişler ‘YEDİGÖLLER PLATFORMU’ nu kurmuşlar.
Açıklamalarında da, ’…Bolu’nun ormanları, su kaynakları ve tarım-hayvancılık temelli ekonomisiyle korunması gereken stratejik bir bölge…’demişler.
‘Altın madenciliğinin özellikle siyanürlü liç yöntemiyle yapıldığında toprağı, suyu ve havayı kirlettiğini belirten platform yetkilileri, bu durumun yalnızca bölge halkını değil, çok daha geniş bir coğrafyayı etkileyebileceğini’ ifade etmişler. ‘Maden arama faaliyetlerinin bölgenin ekolojik dengesine büyük zarar vereceğini de…’
‘Toprak bizim, orman bizim, su bizim, Bolu bizim!’ diyerek de kararlılıklarını göstermişler.
***
Kıymetli İnsanlar!
Ne yazıktır ki bu cennet şehir yıllardır sahipsiz kalmasına, tarihi eserleri yağmalanmasına, tabiat güzellikleri hırpalanmasına rağmen hala daha değerini kaybetmeyen bir şehir olmaya devam ediyor.
Üstünde nefes alanlardan, yaşayanlardan; aidiyet, anlayış, hoşgörü bekliyor.
Geçmişimize sahip çıkamadık, hiç olmaz ise geleceğimize sahip çıkalım. Dört bir yanı YEŞİL ALTIN olan şehrimizi, SARI ALTIN a feda etmeyelim.
Bu şehir üzerinde yaşayanlar; havasını teneffüs edenler, suyunu içenler, topraktan gelenler ile beslenenler olarak hiç olmaz ise ÇOCUKLARIMIZ için dertlenelim efendim.