Geçen haftadan devam ediyorum.

…/.

Türk Kadınlar Konseyi Derneği Eski Genel Başkanı Başkanı Fatoş İnal Hanım, kız çocuklarının haklarının Dünya’daki gelişimini ve kız çocuklarının maruz kaldığı ayrımcılığı Malala üzerinden çok çarpıcı bir örnek vererek vurucu bir biçimde anlatttığı bölümü geçen hafta yazmıştım. Ardından kız çocukların Türkiye’deki durumunu gözler önüne sergiledi:

“Bizde durum ne?

Geçmişe dönelim: Bizim ülkemizde de değişim kolay olmadı. Önce zihniyetle mücadele etmek gerekti. Kız çocukları doğduğu zaman sevinmeyen, doğuma gitmeyen babalar, nüfus sayımında kız evlatlarını saymayan aileler, evde kalsın okutmaya ne gerek var diyen aile büyükleri, anneye ve aileye baksın diye okutulmayan kızlar, et yemeğini sadece erkek evlatlarına yediren, artıkları kız çocuklara yediren anneler, kız çocuklara miras vermeyi ret eden aileler, ensest ilişkiler nedeni ile mağdur olan kızlar, kız çocuklara yönelik şiddet, çocuk gelinler, zorla evlendirme, işçi kız çocukları ve saymak istemediğim kadar acıklı hikayeleri olan yüzlerce binlerce kız çocuk, ülkemizde ve Dünya’da halen var olan sorunlar… Bu zihniyetle mücadele yıllar sürdü, ama iyi haber şu: Değişim başladı. Kız çocukları artık okumaya, çalışmaya, üretmeye ve konuşmaya başladı. Ve konuşmak susmaktan daha güçlü.

Küresel Adımlar:

1989’da kabul edilen BM Çocuk Hakları Sözleşmesi; kız ve erkek çocukları korumak ve eşit haklar tanımak için hazırlanmış bu sözleşmeyi Birleşmiş Milletlere üye ülkeler tanıdılar ve BM Çocuk Hakları Sözleşmesini imzaladılar. Bu sözleşme 1989 tarihinde benimsenmiş, 2 Eylül 1990 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bir konuya dikkatinizi çekerim. ABD bu sözleşmeye taraf olmamıştır. ABD hariç Türkiye’nin de taraf olduğu sözleşme der ki; hiçbir çocuk, işkence, şiddet veya insanlık dışı veya aşağılayıcı muameleye maruz kalmamalı, savaş ve kaçış sırasında ve savaşın ortasında kalmamalı, şiddetten korunma hakkı verilmelidir, diyor. Bu sözleşme, kız erkek tüm çocukları içinde barındıran bir sözleşmedir. Ancak gelenekler, ülkelerin kültürel yapıları erkekten yanadır, dolayısıyla kız çocuklar daha kırılgan, daha hassas yapıdadır.

Dünya’dan Güzel Bir Örnek:

Ingiltere Kraliçesi İİ. Elizabeth ölmeden önce Galler Prensi William ve Prenses Catherine’in kızı Charlotte Elizabeth Diana’yı İngiliz tahtının üçüncü varisi ilan etmiştir. 2011 yılında erkek önceliği (cocnatic) primageniture-yani erkek taht varislerinin soy sıralamasında kadınlardan önce gelmesi kaldırıldı. Yani erkek çocuk önceliği kalktı. Kraliyet bile eşitliğe evet diyorsa dünya gerçekten değişiyor demektir. Tüm bu sözleşmelere rağmen, Gazze’de kız erkek tanımadan her türlü işkenceyi yapan, acıyı çektiren ve gün görmeden ölen çocuklara uzanan hain elleri durduramadık.

Yeni Tehlike: Dijital Dünya’da Görünmez Tuzaklar:

Bugün kız çocukların karşısında sadece eski kalıplar yok, bir de görünüşte masum, ama zihinleri yavaş yavaş bulandıran dijital içerikler var. Filmler, diziler, sosyal medya. Toplumsal ahlakı zedeleyen türlü moral dışı olayları normal gibi gösteren dijital tehdit ile karşı karşıyayız. Gençleri kimlik bunalımına iten olumsuz etkiler ile beyin yıkayan, tekrar ediyorum, toplumsal ahlakı zedeleyen ve bunu normalmiş gibi gösteren, kimlik bunalımına sokan, intihara kadar götüren, körpecik zihinlerin dünyasını altüst eden bir siber tehdit ile mücadele zamanıdır. Görünüşte masum olan filmler, ince ince beyinlerde iz bırakmakta, sağlıklı bir toplum istiyorsak hızla değişen dünyada sağlam kafalı, sağlam vücutlu nesiller yetiştirmeliyiz.

Elon Mask geçenlerde bir uyarıda bulundu, netflixin iptalini istediğini açıkladı, akabinde Netflix hisseleri değer kaybetti. Denek ki toplum hala bu konulara duyarlı. Bu iyi bir işaret.

Görünüşte masum olan filmler, bu nedenle aile, okul, devlet ve sivil toplum elele vermeli. Ülkemiz için bu genç kızlarımızı aydınlık bir geleceğe taşımalıdır. Güçlü kızlar, sağlam bir toplumun temelidir.

Son Söz:

Kız çocuklarının ışığı, dünyanın geleceğini aydınlatıyor. Yeter ki o ışığı söndürmeyelim. Her kız çoçuğu okusun, hayal kursun, cesur olsun!

Çünkü biz biliyoruz: Bir kız çocuğunu güçlendirmek, bir nesli güçlendirmektir. Gününüz hayırlı olsun, güzel yurdumuzun güzel evlatları!!!”