1982 Bolu doğumlu Meliha Kahraman, 2007 yılında Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim-İş Öğretmenliği Grafik Anabilim Dalı’ndan mezun oldu. Grafik tasarım alanında matbaa ve reklam ajanslarında edindiği deneyimin ardından, kurumsal bir firmada Ambalaj Ar-Ge Uzmanı olarak çalışmaya başladı. Ancak kalbinde hep sanata ve insanlara iyi gelecek bir atölye kurma hayali vardı.

“İnsan 40’ından sonra bir uyanış yaşar derler, bana da öyle oldu” diyen Kahraman, fikrini paylaştığı eşi ve arkadaşlarından aldığı destekle cesaretlenerek araştırmalara başladı ve mk_arthouse atölyesini kurdu.

“BU YOLCULUK ÇOCUKLUK HAYALİMDİ”

Meliha Kahraman’ın sanata olan ilgisi çocukluk yıllarında başlamış. Boya kokusunu, fırçanın tuvalde bıraktığı izleri hep sevmiş. 2007 yılında Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim-İş Öğretmenliği Grafik Anabilim Dalı’ndan mezun olan Kahraman, o yıllardan itibaren grafik tasarım alanında matbaa ve reklam ajanslarında çalışmış.

Bugün kurumsal bir firmada Ambalaj Ar-Ge Uzmanı olarak görev yapan Kahraman, yıllardır içinde tuttuğu atölye hayalini şu sözlerle anlatıyor:

MÜZEDE ROMAN HAVASI ESTİ
MÜZEDE ROMAN HAVASI ESTİ
İçeriği Görüntüle

“Hep ruhuma iyi geleceğini düşündüğüm bir atölye kurma hayalim vardı ama şartlar elvermiyordu. İnsan 40’ından sonra bir uyanış yaşar derler, bana da öyle oldu. Fikrimi eşim ve arkadaşlarımla paylaştım, hepsi destek oldu. Cesaretimi topladım ve ilk adımı attım.”

ATÖLYEDE HER DETAY ÖNCEDEN HAZIRLANIYOR

Kahraman’ın atölye süreci, katılımcılar kapıdan girmeden önce başlıyor. Önceden onlar için desen seçenekleri hazırlıyor. Katılımcılar bu desenlerden birini seçiyor, Kahraman da o deseni tuvale aktarıyor.

“Etkinlik günü geldiğinde, onların önünde boyamaya hazır bir tuval oluyor. Böylece tek yapmaları gereken, fırçalarını alıp renklerle buluşmak. Boyama sırasında renkleri karıştırma, fırça teknikleri, boya geçişleri gibi konularda hem bilgilendiriyorum hem de yardımcı oluyorum.”

TECRÜBE YOK, ÖZGÜRLÜK VAR

Bu atölyede kimsenin resim eğitimi almış olması gerekmiyor. Kahraman, herkesin kendi ritminde çalışmasına imkân tanıyor:

“Burada kimse bir yarışta değil, kimseye beğendirme kaygısı yok. Hatta baktığınız resmin aynısını yapmak ya da aynı renkleri kullanmak zorunda da değilsiniz. Önemli olan kendi iç sesinizi duymak, kendi alanınızı yaratmak ve o anın keyfini çıkarmak.”

SANATIN RUHLA KONUŞTUĞU ANLAR

Meliha Kahraman’a göre sanat, yalnızca bir tablo ortaya koymak değil; ruhla yapılan bir sohbet.

“Tuvalin başına geçtiğinizde zaman yavaşlar, hatta durur. Fırçanız, renklerle olduğu kadar duygularınızla da konuşur. O an hem zihniniz hem bedeniniz dinlenir. Katılımcılarımın çoğu ‘Ben yapamam’ diyerek geliyor, tabloyu bitirip ona hayranlıkla baktıklarında yüzlerindeki gülümseme benim için en büyük ödül.”

ANNE-ÇOCUK DOSTU BİR ORTAM

Atölyeler genellikle yetişkinlere yönelik düzenleniyor ancak Kahraman, anneler çocuklarıyla gelmek istediklerinde özel çözümler üretiyor.

“Önceden haber verilirse çocuklara başka bir etkinlik hazırlıyorum. Böylece anneler kendi istedikleri çalışmayı yapabiliyor, çocuklar da keyifli vakit geçiriyor.”

ÜÇ SAATLİK MOLALAR

Çalışmalar genellikle 25x35 cm ölçüsünde tuvallerde yapılıyor ve üç saat sürüyor. Katılımcılar bu sürede eserlerini tamamlıyor. Daha deneyimli olanlar ise daha büyük tuvallerle ya da birkaç parçalık planlamalarla çalışabiliyor.

“Bu üç saatlik süreç, çoğu kişi için günlük hayatın temposundan uzaklaşıp sadece kendine odaklanabileceği nadir anlardan biri oluyor.”

PUNCH TEKNİĞİYLE YENİ BİR SERÜVEN

Son zamanlarda Punch tekniğini de mk_arthouse atölyelerine dahil eden Kahraman, bu yöntemi de tanıtmayı hedefliyor.

“Punch’a duyduğum sevgiyle bu alanda da atölyeler yapmaya başladım. Sanatın her formu insanın ruhuna dokunur. Yeter ki insanlar bu deneyimi yaşamaya cesaret etsin.”

“HER İNSAN EN AZ BİR KEZ TUVALİN KARŞISINA GEÇMELİ”

Kahraman’ın en büyük dileği, sanatın hayatın bir parçası haline gelmesi:

“Her insan hayatında en az bir kez tuvalin karşısına geçip kendi renklerini keşfetmeli. Çünkü sanat sadece bir görüntü değil; ruhun en derin yerlerine ulaşan bir deneyimdir. Atölyeme gelen herkesin ruhuna küçücük de olsa bir mutluluk ve ilham dokunabilirse, benim için bundan daha değerli bir şey yok.”

Muhabir: Sinem Altunay