Derleyen: Sinem Altunay - Kartalkaya Otel yangınında 78 kişinin hayatını kaybetmesinin üzerinden uzun bir süre geçmesine rağmen, Bolu turizmi hâlâ toparlanamadı.
Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nden emekli öğretim görevlisi ve istatistikçi Nizamettin Yıldırım tarafından yürütülen saha araştırması, yangının sektörde bıraktığı ekonomik ve psikolojik etkileri verilerle ortaya koydu.
Araştırma kapsamında, Bolu genelindeki 65 turizm tesisinin sahip ve yöneticilerine 14 soru yöneltildi. Elde edilen yanıtlar, sektördeki işletmelerin büyük kısmının küçük ölçekli olduğunu, doluluk oranlarının düştüğünü ve işletmecilerin geleceğe dair umutlarını kaybettiğini gösterdi.
TESİSLERİN YARISI BASİT KONAKLAMA BELGELİ
Araştırmaya göre, il genelindeki tesislerin %43,1’i Basit Turizm Konaklama Belgeli, %29,2’si Turizm Amaçlı Konut İzin Belgeli, %24,6’sı ise Bakanlık Turizm İşletme Belgeli olarak faaliyet gösteriyor. Bu tablo, Bolu turizminin büyük oranda küçük ve orta ölçekli işletmelerden oluştuğunu ortaya koyuyor.
YATAK SAYISI VE KAPASİTE SINIRLI
Yatak kapasitelerine bakıldığında, işletmelerin %29,2’si 5–10 yatak, %16,9’u 5 yataktan az, %12,3’ü 31–40 yatak, %9,2’si ise 51–100 yatak aralığında hizmet veriyor. Sadece %7,7’si 100 yataktan fazla kapasiteye sahip. Bu durum, Bolu’da turizmin ağırlıklı olarak butik tarzda konaklama üzerine kurulu olduğunu gösteriyor.
PROFESYONEL PERSONEL EKSİKLİĞİ DİKKAT ÇEKİYOR
Tesislerin %40’ında yalnızca 1 idari personel, %32,3’ünde ise hiç idari personel bulunmuyor. Sadece %15,4’lük kesim 2 personel çalıştırıyor. Bu tablo, yönetimsel anlamda işletmelerin profesyonel destekten yoksun olduğunu gösteriyor.
HİZMETLİ ÇALIŞAN SAYISI DÜŞÜK
Benzer şekilde, hizmetli çalıştırma oranı da düşük. İşletmelerin %24,6’sında hiç hizmetli yok. Bunlar genellikle turizm amaçlı kiralık konutlar. %24,6’sında 1, %15,4’ünde 2, %12,3’ünde ise 3 hizmetli bulunuyor.
YILDIZLI TESİS ORANI %17’DE KALDI
Bolu’daki konaklama yerlerinin %83,1’i yıldız sınıflandırmasına tabi değil.
Sadece 1 ila 4 yıldız arasında toplam 8 tesis bulunurken, 5 yıldızlı otel sayısı 3. Bu oran, ildeki turizm altyapısının yeterince çeşitlenmediğini gösteriyor.
AİLE İŞLETMELERİ AĞIRLIKTA
Tesislerin %53,8’i işletme sahiplerince, %30,8’i aile şirketi olarak, %13,8’i ise profesyonel yöneticiler tarafından işletiliyor. Bu durum, turizmin Bolu’da büyük oranda aile emeğine dayandığını, profesyonel işletme kültürünün sınırlı kaldığını gösteriyor.
SEZON BEKLENTİLERİN ÇOK ALTINDA KALDI
Aşağıdaki Grafik-7’de görüldüğü gibi, işletmelerin %43,1’i sezonun çok kötü geçtiğini, %30,8’i geçen yıldan kötü olduğunu, sadece %18,5’i normal olduğunu belirtti. “Çok iyi” diyen hiçbir tesis bulunmadı.
Yıldırım, bu durumu yalnızca ekonomik nedenlerle değil, yangın sonrası oluşan güven kaybıyla da ilişkilendirdi.
DOLULUK ORANLARI YARIYA BİLE ULAŞMADI
Doluluk oranlarında da ciddi düşüş gözlendi. En yüksek doluluk oranı %30, buna sahip tesislerin oranı ise %25.
%50 doluluğa ulaşabilen tesis oranı %10,9, %10’un altında kalan tesis oranı ise %25.
Yıldırım’a göre, “Sezon boyunca tesislerin yarısı bile dolmadı.”
DENETİMLER GECİKMELİ VE AŞIRI HASSAS BULUNDU
Turizmcilerin denetimlere bakışı da dikkat çekici. Katılımcıların %43,8’i denetimlerin geç kaldığını, %17,2’si yararlı bulduğunu, %26,6’sı ise gereğinden fazla hassas davranıldığını ifade etti.
Bazı işletmeciler, cezalar ve tadilat zorunlulukları nedeniyle işletmelerini kapatmak zorunda kaldıklarını belirtti.
TURİZMİN GELECEĞİ KONUSUNDA UMUT AZ
İşletmecilerin yarısı, turizmin “zor toparlanacağını” düşünüyor.
Aşağıdaki Grafik-10’da görüldüğü gibi, %50’si olumsuz, %18,8’i daha kötüye gideceğini, yalnızca %26,6’sı olumlu düşündüğünü bildirdi.
Yıldırım bu tabloyu, “Sektörün moral motivasyonu da ciddi biçimde zedelendi” sözleriyle değerlendirdi.
YANGINDAN ETKİLENMEYEN TESİS YALNIZCA %10
Yangının etkileri çarpıcı. %90 oranında işletme doğrudan veya dolaylı biçimde etkilenmiş, yalnızca %10’u etkilenmediğini belirtmiş.
Bu oran, yangının Bolu turizmi üzerindeki derin izini ortaya koyuyor.
İŞLETMELERİN %41’İ EK KÜLFET ALTINDA
Yangının ardından işletmelerin %41,5’i ek mali yük altında kaldığını, %32,3’ü aksaklıkların ortaya çıktığını, sadece %7,7’si olumlu gelişmeler yaşandığını belirtti.
İŞLETMECİLERDEN DİKKAT ÇEKİCİ GÖRÜŞLER
Serbest notlar bölümünde işletmeciler, sistematik sorunlara ve sektörel zorluklara dikkat çekti.
Bazı işletmeciler, “Turizm işletmesi tanımının adil olmadığını”, diğerleri ise “Bolu turizminin kaderine terk edildiğini” ifade etti.
Bir katılımcı, “Zengin dağları aşar, garip düz yolda şaşar. Turizm aktifleşsin, insanlar ceza korkusuyla gelmekten vazgeçmesin” sözleriyle sektördeki çaresizliği dile getirdi.
Yıldırım, bu görüşlerin, sektörün sadece ekonomik değil, yönetimsel ve tanıtım açısından da desteğe ihtiyaç duyduğunu gösterdiğini vurguladı.
BOLU’NUN TURİZMİ ÜÇ NOKTAYA SIKIŞTI
Araştırmanın değerlendirme bölümünde Yıldırım, Bolu turizminin yalnızca Abant, Yedigöller ve Gölcük üçgenine sıkıştığını belirtti.
Yapılan saha verilerine göre turistlerin Bolu’da ortalama konaklama süresi 1,8 gün.
Yıldırım, “Bolu’ya gelen turist üç gün içinde tüm güzellikleri gezip şehir merkezine uğramadan dönüyor. Bu tabloyu değiştirmemiz gerekiyor.” dedi.
Yıldırım, bu durumu aşmak için şehir merkezi ve ilçelere yönelen alternatif turizm rotaları oluşturulması gerektiğini ifade ederek, “Misafirlerimiz Abant’ı, Yedigöller’i, Gölcük’ü gezdikten sonra ‘Başka nereye gidebiliriz?’ diyor. Ne yazık ki elimizde sunacak hazır destinasyon yok. Bu yüzden Bolu turizmini şehir merkezine ve ilçelere taşımamız gerekiyor.”dedi.
Ayrıca Mudurnu ve Göynük’ün “Sakin Şehir” unvanlarına rağmen yeterince değerlendirilemediği, bazı konaklama tesislerinin kapandığı, Mudurnu Tavukçuluğun kapanmasının ilçe ekonomisini olumsuz etkilediği de raporda yer aldı.
Yıldırım, “Tarihi konaklar restore edilip tanıtılmalı, ilçelerde festivaller ve sempozyumlar düzenlenmeli.” çağrısında bulundu.
YILDIRIM’DAN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ: “BOLU’NUN POTANSİYELİ YENİDEN KAZANILMALI”
Yıldırım, raporunun sonuç bölümünde, Bolu turizminin yeniden canlanması için şu önerilerde bulundu:
*Tanıtım materyalleri ve dijital içeriklerin artırılması,
*Festival, fuar ve spor organizasyonlarının düzenlenmesi,
*Mudurnu ve Göynük’te tarihi konakların restorasyonu,
*Karaçayır’da uluslararası organizasyonlara ev sahipliği yapacak tesislerin oluşturulması,
*Turizm personeline yönelik eğitim ve teşviklerin artırılması.
Yıldırım, “Bolu’nun doğası, yemek kültürü ve konumu büyük bir avantaj. Bu potansiyel, planlı yatırımlar ve güçlü tanıtımlarla yeniden canlandırılabilir.” dedi.